Anayasa Mahkemesi kararına rağmen engellenen içerik sayısı artıyor
Son yıllarda sulh ceza hakimliklerinin internet haber sitelerine ve içeriklerine erişimi engelleme kararları artmaya başlamıştır. Anayasa Mahkemesi (AYM) bu durumu “yapısal bir sorun” olarak görüp ihlal kararı vermesine ve TBMM’den sorunun incelenmesini istemesine rağmen yaşanan hukuki mağduriyetler giderilmedi.
“Devlet koruması altındaki çocuklar tarikat kampına gönderildi”, “SADAT Başkanı’nın seçim dönemindeki tweeti”, “İzmir’de organize yolsuzluk soruşturmasında gözaltına alınan hakim ve savcı” ve “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan hakkındaki iddialar” yer alıyor. Erişilmesine karar verilen haberle ilgili son içerik oldu.
Peki, Türkiye’de sansür tartışmasına neden olan erişimin engellenmesi nasıl uygulanıyor ve yüksek yargının tespit ettiği sorun neden çıkıyor?
Web siteleri için iki “sansür” mekanizması
Türkiye’de web siteleri için iki temel “sansür” mekanizması vardır. Birincisi “erişimi engellemek”, ikincisi “içeriği kaldırmak”. Erişim Sağlayıcıları Derneği, İnternet üzerindeki tüm içeriğin kaldırılması veya erişimin engellenmesi kararlarını uygulamak için 2014 yılında kurulmuştur. Bilgi Teknolojileri ve İrtibat Kurumu, sistemi yöneten ana kurumdur.
Erişimin engellenmesi uygulaması 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınlar ile Bu Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Kabahatler Hakkındaki Kanunda düzenlenmiştir. Buna göre Cumhurbaşkanlığından bakanlıklara, Diyanet’ten Türkiye Futbol Federasyonu’na, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan (BTK) Sermaye Piyasası Kurumu’na, Türkiye Jokey Kurumu’ndan RTÜK’e kadar 25 farklı kurum yetki sahibi. bir erişim bloğu talep etmek için.
Söz konusu kanunun 8. maddesine göre, internet ortamında yapılan ve içeriğin kabahat oluşturduğuna dair “yeterli şüphe” bulunan yayınların içeriğinin kaldırılmasına veya erişimin engellenmesine karar verilebilir. Bunlar, kanunda intihara yönlendirme, çocuklara cinsel istismar, uyuşturucu madde kullanımını kolaylaştırma, sağlığa zararlı maddeler sağlama, müstehcenlik, fuhuş, kumara yer ve imkân sağlama, Atatürk Aleyhine İşlenen Hatalar, Bahis ve Baht Kanununda yer alan kabahatlerdir. Futbol ve Diğer Spor Maçlarında. Oyunların Düzenlenmesi Hakkında Kanunda yer alan suçlar ile Devlet İstihbarat Teşkilatı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun 27 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan kabahatler.
Bu hatalarda içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararı soruşturma aşamasında hakim, kovuşturma aşamasında ise mahkeme tarafından verilmektedir. Soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı gecikmesinde sakınca bulunan hallerde içeriğin kaldırılmasına veya erişimin engellenmesine de karar verebilir. Ancak savcı bu kararı 24 saat süre ile hakime sunmak zorundadır.
Ancak kanunun 8A maddesinde hakimlere tanınan bu yetki, istisnalar getirilerek genişletilmiştir. Bunun ilişkisi “gecikmenin zararlı olduğu durumlar” olarak özetlenmiştir. Başkanlık; Hakim, kişilerin yaşama hakkı ile can ve mallarının korunması, millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, hataların önlenmesi veya genel sağlığın korunması gibi sebeplerden bir veya birkaçına bağlı olarak karar talebinde bulunabilir. erişim problemlerinde veya gecikmenin sakıncalı olduğu durumlarda. BTK Lideri de bu talep üzerine erişimin engellenmesine karar verir.
Milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suçun önlenmesi veya genel sağlığın korunması ile ilgili ise bakanlıkların talebi üzerine BTK Başkanı, ilgili içeriğin kaldırılmasına veya erişimin engellenmesine karar verebilir. internet üzerinden yayın. Bu karar, bildirim tarihinden itibaren dört saat içinde uygulanmalıdır. Ancak bu kararların 24 saat içinde hakimin onayına sunulması zorunludur.
Kanunun 9 ve 9/A maddeleri sıradan vatandaşlara erişim sorunları talep etme hakkı getiriyor. “Özel hayatın gizliliğinin ihlali” veya “kişilik haklarının ihlali” iddiasında bulunan gerçek ve tüzel kişi, kurum ve kuruluşlar içerik sağlayıcıya, ulaşamamaları halinde yer sağlayıcıya başvurarak içeriğin kaldırılmasını talep edebilirler. bir uyarı prosedürü içeren içerik. Ayrıca doğrudan sulh hakimine başvurarak içeriğin kaldırılmasını veya erişimin engellenmesini talep edebilirler.
2022’de 712 bin site yasaklandı
Erişilebilirlik sorunu İfade Özgürlüğü Derneği’nin raporlarına da yansımaktadır. prof. Dr. Yaman Akdeniz’in kurduğu İfade Özgürlüğü Derneği’nin EngelliWeb raporuna göre internet sitelerine erişim engellerinin sayısı her yıl artıyor. Rapora göre 2018 yılsonu itibarıyla toplam 347 bin 445 alan adı Türkiye’den bloke edildi. 2019 sonu prestijiyle bu sayı 408 bin 494’e yükseldi. 2020’de 467 bin 11 alan adı bloke edilirken, 2021 sonu prestijiyle bu sayının 574 bin 798’e çıktığı belirlendi. 814 farklı kurum ve hakimlik tarafından verilen toplam 616 bin 239 farklı kararla Türkiye’de toplam 712 bin 558 internet sitesi ve alan adına erişim kısıtlandı.
Ayrıca belirlendiği kadarıyla 2022 yılı sonu itibariyle 150 bin URL adresi, 9 bin 800 Twitter hesabı, 55 bin 500 tweet, 16 bin 585 YouTube videosu, 12 bin Facebook içeriği ve 11 bin 150 Instagram içeriği söz konusu. 5651 sayılı Kanun ve diğer hükümler. Verilen bilgiler doğrultusunda erişimin engellendiği tespit edilmiştir.
Devlet kurumlarının talebi üzerine DW Turkish, America’s Voice, OdaTV, Independent Turkish, Mezopotamya Agency ve JinNews’in ardından 14 Mayıs seçimleri öncesi Ekşi Sözlük sitesine erişimin engellenmesi kararı alındı.
Anayasa Mahkemesi yapısal sorunlara karar verdi, ancak
Türkiye’de erişim yasağı kararlarının ifade ve basın özgürlüğünü ihlal ettiğine dair en somut tespit Anayasa Mahkemesi’nden geldi. Cumhuriyet, Birgün, Diken, Gazete Sahne gibi bazı yayın organlarının 27 Ekim 2021’de yaptığı başvuru üzerine Anayasa Mahkemesi, ifade ve basın özgürlüğü ile etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verdi. İhlallerin yapısal sorunlardan kaynaklandığını belirten mahkeme, bu durumun “pilot karar usulü” uygulanarak “yapısal sorunun çözümü” için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bildirilmesine karar verdi. Mahkeme ayrıca, birebir konuda yapılan ve karardan sonra yapılacak başvuruların incelenmesinin, kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren bir yıl süre ile ertelenmesine de karar verdi.
Kararla bağlantılı olarak erişimin engellenmesi kararlarına karşı temyiz prosedürlerini eleştirdi. Sulh ceza hakimliklerinin bu kararlara karşı başvuruda bulunmalarının etkili bir başvuru yolu olmadığı vurgulanan kararda, “İstinaf mercileri, başvurucuların iddia ve delillerini dikkate almamış, çatışan menfaatleri dengelemek için çaba sarf etmemiş, çatışan çıkarları dengelemek için çaba göstermediği, internet içeriğine erişimin engellenmesi şeklindeki müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olduğu ve müdahalenin ölçülü olup olmadığı değerlendirilmemiştir”.
Sistematik bir sorunun varlığının hukuktan kaynaklandığını vurgulayan Anayasa Mahkemesi, yeni ihlallerin önlenmesi için Türkiye’deki mevcut sistemin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Erişimin engellenmesinin “ihtiyati tedbir” olduğu belirtilen kararda, kararların “ilgili ve yeterli gerekçe gösterilmeden” alındığı ve internet erişiminin süresiz olarak engellendiği belirtildi.
Kararda, “Bu tür süresiz kısıtlamaların ifade ve basın özgürlüğü açısından büyük tehlikeler oluşturduğu açıktır. Demokratik bir hukuk devletinde, amaç ne olursa olsun kısıtlamalar, kısıtlamaların kullanımını ölçülemez bir şekilde ortadan kaldıracak düzeyde olamaz.” Bu nedenle, şekil bakımından nihai hükmün tüm sonuçlarını taşıyan belirsiz bir etkiye sahiptir: “Hukuk gösteren bir kural, keyfi ve orantısız müdahalelere karşı belirli güvenceler içermelidir” dedi.
Kararda, sulh ceza hakimliklerinde Anayasa Mahkemesi kararlarında yer alan ilkelerin uygulanmaması da eleştirildi.
Meclis sorunu çözmedi
Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi sorunu çözmek yerine Ekim 2022’de “sansür yasası” olarak adlandırılan Dezenformasyon Yasasını çıkardı. Bu yasayla birlikte engelleme kararlarının uygulanması nedeniyle sosyal ağlara sert yaptırımlar getirildi. erişim. Bunlar, sosyal ağ sağlayıcısının internet bant genişliğinin yüzde 90’a kadar kısılması, reklam yasakları ve para cezalarını içeriyordu.
DW Türkçe’ye konuşan Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, bu yıl sorunun artık boyut değiştirdiğini vurguladı. Asıl sorunun AYM olduğunu belirten Akdeniz, AYM’deki gecikmelere dikkat çekti:
“Kanunların ve sulh ceza hakimliklerinin bunu sansürcü bir şekilde uyguladıkları ortada. Ancak Anayasa Mahkemesi bununla ilgili bireysel başvurularda çok geç karar veriyor. Kararın çıkması yıllar alıyor. Örneğin OdaTV, Jin Haber , DW Türkçe başvuruları hala gündemde değil. Dolayısıyla toptan yasaklar ciddi bir sorun.”
Akdeniz, Anayasa Mahkemesi’nin 2021’deki ihlal kararının Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından bir yıl geçmesine rağmen yok sayıldığını söyledi. AYM’nin kendisine tanıdığı bir yıllık sürenin geçmesine rağmen bir şey yapmadığını ifade eden Akdeniz, “Dolayısıyla sulh ceza hakimlerinin gölgesinde kalmış bir Anayasa Mahkemesi var. Karanlığa gömüldü. Sulh ceza hakimlikleri, çoğu zaman iktidardan yana bu kararları almaya devam ediyor. Toplumsal olaylar, Yolsuzluk olayları ve sosyal medya paylaşımları da arşivlerden kaldırılıyor ve daha derin sansür uygulanıyor” dedi.
“Sadece AİHM kalıyor”
Akdeniz, bu aşamadaki tek yasal adımın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmak olduğunu kaydetti. Türkiye’de etkili bir iç hukuk yolunun bulunmadığını ve AİHM’nin etkisiz kaldığını vurgulayan Akdeniz, “Karamsar ve karanlık bir tabloyla karşı karşıyayız. Durum her geçen yıl daha da kötüye gidiyor. 2018’den bu yana beşinci raporumuzu yayımlıyoruz. Her yıl . “Resim giderek kararıyor. Bu arada erişimi engelleme yetkisi olan kurum sayısı da artıyor. Yakın zamanda Türkiye Futbol Federasyonu eklendi. Türkiye’de hem haber yapmak hem de haber almak gün geçtikçe zorlaşıyor” dedi.
Akdeniz, sorunun çözülmesi için zihniyetin yapısal olarak değişmesi ve Türkiye’nin yeniden demokratikleşme sürecine ikna edici bir şekilde girmesi gerektiğini kaydetti. Son dönemde Türkiye’nin AB üyeliğinin gündeme geldiğini hatırlatan Akdeniz, bu gündemin en değerli konularından birinin ifade ve basın özgürlüğü olacağını, bu yasaların ikna edici bir şekilde gözden geçirilip kaldırılması gerektiğini kaydetti.
Ekşi Sözlük’e son erişim yasağının getirildiğini hatırlatan Yaman Akdeniz, çalışmayan bir mekanizma olduğunu belirterek, “Aylar, yıllar geçse de haber siteleri engellenmeye devam ediyor. Erişime kapalı olması kabul edilemez. Çalışmayan bir mekanizma ile karşı karşıyayız. Asıl sorun yargıda. Çünkü yargı sorunları sulh ceza hakimlerinde başlıyor ve Anayasa Mahkemesi’nde süreç tıkanıyor” dedi.
DW Türkçe’ye VPN ile nasıl erişebilirim?